Maria’nın yanakları kızardı ve kalbi sıkıştı.

newskey24.com 1 tydzień temu

Ayşe’nin yanakları kızardı, kalbi sıkıştı. Gülüşmelerin sesi, havaya kalkan telefonlar, müşterilerin üzerine dikilen bakışlarıhepsi acı bir baş dönmesine dönüştü. Her şeyi bırakıp mağazadan çıkmak, bir daha geri dönmemek istiyordu. Ama inatçı bir gurur, o plastik sandalyede kalmasını sağlıyor, titreyen elleri kasada duruyordu.

„Hadi ama, ne yapıyoruz, sabaha kadar mı bekleyeceğiz?” diye bağırdı sıradaki bir adam, sabırsızca ayağını yere vurarak.

Ayşe makineyi yeniden başlatmayı denedi ama nafile. O sırada kalabalıktan sakin ama kararlı bir ses yükseldi:

„Suskun!” dedi yaşlıca bir bey, elinde bez bir çanta. „Hanımefendinin suçu değil. Bu kadar aceleniz varsa başka kasaya gidin.”

Sırada bir mırıltı dolaştı. Sesindeki ton ağırlık taşıyordu. Telefonlar yavaşça indi, kahkahalar kesildi.

„Aynen öyle!” diye ekledi bir kadın. „Yıllardır buraya geliyorum, Ayşe bir tek bizi her zaman gülümseyerek karşılayan. Siz gençler ne yapıyorsunuz? Sadece gülüp videoya mı çekiyorsunuz?”

Havalı kız Defne, olayı başlatan, hafifçe kızardı ama dik dik baktı.

Ayşe dudağını ısırdı. Böyle bir savunma beklemiyordu. Yavaşça sandalyeden kalktı, dizlerinin titrediğini hissederek, alçak ama kararlı bir sesle:

„Gecikme için özür dilerim. Teknik servisi çağıracağım,” dedi.

Tam o sırada müdür çıkageldi. Uzun boylu, elinde telefon, soğuk bir kayıtsızlıkla sahneyi izliyordu.

„Burada ne oluyor?” diye sordu kısaca.

„Kasa bozuldu, şefim!” diye yapmacık bir gülümsemeyle cevapladı Defne. „İlk değil ya…”

Ama sıradaki müşteriler hemen isyan etti:

„Yalan söylüyorsun!” diye bağırdı biri. „Ayşe hanım olduğunda hep düzgün çalışıyor!”

„Siz yeni gelenler hep böyle numara yapıyorsunuz!” diye ekledi bir başkası.

Müdür şaşkına döndü. Kalabalığın kasiyerin tarafını tutacağını beklemiyordu.

„Şefim, biz gördük, makineyi prizden çıkardıklarını!” diye atıldı yaşlı bir teyze. „Ben her gün geliyorum, yan tarafta oturuyorum!”

Bir onay dalgası havayı kapladı.

Defne ve diğer kızlar açıklamalara boğuldu. Ama gerçek, gün ışığı gibi ortadaydı.

Ayşe’nin gözleri doldu, bir şeyler söylemek istedi ama müdür elini kaldırdı.

„Yeter.” Gençlere döndü. „Yarın gelmeyin.”

Sırada bir hareketlilik oldu. Alkışlar yükseldi. Defne kapıyı çarparak çıktı, diğerleri peşinden.

Ayşe olduğu yerde kaldı, tezgâha tutunmuş, olanlara inanamıyordu.

„Ve siz, Ayşe Hanım,” dedi müdür, sesini yumuşatmaya çalışarak, „kalıyorsunuz. Hatta bu ay küçük bir zam alacaksınız. Hak ettiniz.”

Ayşe ona bakakaldı. İçinde bir şey eriyordu. Yıllarca katlanılan aşağılanmalar, sabır… ve işte, beklenmedik bir şekilde, sıradan insanlar ona adaleti getirmişti.

Akşam evde telefonunu açtı. Kızı Elif, görüntülü aramıştı.

„Anne, olanları gördüm!” dedi heyecanla. „Herkes internette konuşuyor. Bir müşteri çekmiş ama seninle dalga geçtikleri anı değil, seni savundukları anı paylaşmış. Viral oldun!”

Ayşe’nin ağzı açık kaldı.

„Viral mı? Ben mi?”

„Evet anne! Herkes sana 'onurlu kasiyer’ diyor. Binlerce destek mesajı almışsın.”

Gözleri dol

Idź do oryginalnego materiału