Gretanın doktoru ısırmasından sonra hastane odasında ağır bir sessizlik çöktü. Kadın, hâlâ hastane yatağında, zayıf bir sesle:
„Lütfen ona kızmayın… o kötülük yapmak istemedi…”
Ama herkes şaşkınlıktan konuşamıyordu. Greta, gergin olsa da artık saldırgan görünmüyordu. Yatağın ve odanın kapısı arasında durmuş, büyük gözlerle doktorlara bakıyor, sanki bir şey anlatmak istiyordu.
Yaşlıca bir doktor fark etti:
„Belki de… bir şey hissetmiş olabilir.”
Bu söz, neredeyse şaka yollu söylenmiş olsa da ciddiye alındı. Bir anda, kadını ameliyathaneye götürmeden önce testleri tekrarlamaya karar verdiler.
Yeni çekilen tomografiler doktor ekibini şoke etti: tümör, kritik bir sinir ağına tehlikeli derecede yakın yer değiştirmişti. Yapılacak acele bir kesi, felce yol açabilirdi. Greta boşuna tepki vermemiştiiçgüdüsüyle sahibinin hayatını korumuştu.
Ameliyat ertelendi ve plan tamamen değiştirildi. Hızlı bir müdahale yerine, yüksek hassasiyetli bir mikrocerrahi prosedürü hazırlandı. Başarı şansı, önceden %20 iken, iki katına çıkmıştı.
Ertesi sabah, kadın uzun uzun Gretaya baktı. Köpek, burnunu yatağın kenarına koymuş uyuyordu.
„Sen olmasaydın… belki bugün burada olmazdım.”
Ameliyat neredeyse yedi saat sürdü. O klinikte yapılan en zor operasyonlardan biriydi, ama cerrahlar tümörü tamamen temizlemeyi başardı. Kadın anesteziden uyandığında ilk gördüğü şey, dikkatle ona bakan, gözleri nemli Greta oldu.
„Bekledin… her zamanki gibi, hep yanımdasın.”
İyileşme günleri zor geçti, ama Greta onun yanından bir an olsun ayrılmadı. Tuvalete kadar eşlik etti, koridorda küçük adımlar atarken cesaret verdi, ağrıları dayanılmaz olduğunda ellerini ısıttı. Kadın, onun sevgisinin iyileşmesine yardım ettiğini hissediyordu.
Bir ay sonra taburcu oldu. Doktorlar sadece fiziksel iyileşmesinden değil, bu iki can arasındaki bağdan da etkilenmişti.
„İlaçla iyileşen hastalarımız oldu. Ama o, sevgiyle de iyileşti,” dedi doktorlardan biri.
Hikâye basına yansıdı. Gazeteciler, blog yazarları, bilim insanlarıherkes „kanseri hisseden köpek”ten bahsediyordu. Ama kadın sadece gülümsüyor ve şöyle diyordu:
„O kanseri hissetmedi. Tehlikeyi hissetti. Ve her zamanki gibi beni korudu.”
Aylar boyunca kontroller devam etti. Kadın yeniden yürümeye, yemek yapmaya, Gretayla parka çıkmaya başladı. Tümör tekrarlamadı. Her test iyi haber getirdi.
Bir gün, insan ve hayvan bağı üzerine bir konferansta konuşması istendi. Gretayla birlikte çekingen adımlarla sahneye çıktı. Hikâyesini abartısız, olduğu gibi anlattı.
„Bu dünyadan gitmeye hazır değildim. Sanırım Greta bunu biliyordu. O sadece bir köpek değil. Benim ailem. Kurtarıcım. Kalbim.”
Seyirciler ayakta alkışladı. Bazıları ağlıyordu. Greta ise sakince sahibinin ayaklarına oturdu, sanki olağanüstü bir şey yapmamış gibi. Sadece görevini yapmıştı.
Bugün, kadın ve Greta küçük, huzurlu bir evde yaşıyor. Her sabah birlikte uyanıyor, her akşam birlikte uyuyorlar. Her gün bir nimet. Ve kadının kalbinde bitmeyen bir minnettarlık varsadece yaşadığı için değil, en çok ihtiyacı olduğunda yalnız olmadığı için.















